Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 21/01/2013 23:11
  • 35.226

İnanılmaz bir bilgi kirliliği almış başını gidiyor. Hayatımızın her noktasına sirayet etmiş durumda. Doğru yanlış karşısında, erdem cehalet ve ahlaksızlık karşısında her geçen gün anlamını biraz daha kaybediyor maalesef. Tek amaç gücü ele geçirmek.

Erdemli insanların parmakla gösterildiği günümüzde maalesef zulüm ehli cehaletten besleniyor. Cahili bu kadar bol olan bir toplumda da maalesef zalimler hiç boş durmuyor.
Cehaletten kastım asla dağdaki çoban(!) değil. Onlar belki akademik olarak bir şeyleri başaramamış olabilir ama en azından toprak gibi yumuşacık ve sıcacık yürekleri, vicdanları var.
Ben okumuş cahillerden bahsediyorum. Okuyup ilim yapmış ama onunla amel etmeyi beceremeyen erdem yoksunu cahillerden…
Beykoz’da da benzer bir güruh yıllardır etkili olmaya çalışıyor. Her fırsatta yapıştıkları koltukları kişisel hırs ve aşağılık beklentileri uğruna beş paralık eden; işgal ettikleri kurumların Beykoz’a değer katması sabırla beklenirken bu özel kurumları adeta babalarının çiftliğine çevirenlerden bahsediyorum.
Yıllardır kendi kabuğuna çekilmiş garip ilçem için elini taşın altına koyan, hem adli, hem siyasi risk alan insanların önünü kesmek için 250 bin insanın umutlarıyla oynamayı marifet sayan güruhtan bahsediyorum…
Her seçim döneminde Beykoz’da on bin bina yıkılacağı dedikodusunu yayıp insanların zaten olmayan huzurunu iyice kaçıranlardan bahsediyorum.
“Beykoz’u zenginlere peşkeş çekecekler, bizi burada barındırmayacaklar” diye kendini yırtıp, el altından arazi kapatanlardan bahsediyorum.
Beykoz’u AB’ye entegre edeceğim diyerek insanların güvenini suistimal edip topladığı paraların hesabını veremeyen çapsızlardan bahsediyorum…
Beykoz’da istediği etkiyi oluşturmak ve hasta düşüncelerine meşru bir alan sağlamak için ısmarlama haberlerle Beykoz’u ve kendini rezil edenlerden bahsediyorum!
Sahi, 8 Şubat’ta başlayacak mahkeme ile Belediye Başkanları, yardımcıları, AK Parti ve CHP Meclis Üyeleri ve bürokratlar yargılanacak.
Bu dava ile ilgili yolsuzluk ve peşkeş algısı oluşturmak için kendini paralayan güruh yandaşı olan ulusal gazetelere de aynı iğrenç iftiraları pompalayarak kamuoyunda algı sağlamaya çalıştılar. Ama Beykoz’da bu oyun tutmadı. Tutmayacak. Dost Beykoz Beykoz’da bu tür kirli oyunların her zaman karşısında oldu ve olmaya devam edecek. Başta Dost Beykoz olmak üzere Beykoz yerel basınının en azından bir kısmını satın alamayacağını en sonunda anlayanların Beykoz dışına ısmarladığı ucuz ve kokuşmuş haberler Beykoz’da itibar görmüyor.
Çakma ulusal ve yerel medyada  “AKP’li belediyede büyük rant” başlığıyla cilalanan haberin içeriğinde “hazineye iade edilmesi gereken arazileri üçüncü şahıslara sattığı iddia edilen Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve eski başkan ile 55 belediye yöneticisi hakkında kamu davası açıldı” cümleleri yer alıyor.
Neresinden bakarsanız bakın alçaklık! Asgari ahlak sahibi bir gazeteci ve bu haberleri servis eden siyasiler, davayı açan malum dört kişiden oluşan CHP meclis üyeleri; yargılanan bu 55 belediye yöneticisi arasında CHP’li meclis üyelerinin de olduğunu neden özellikle saklamaya çalışıyor?
Rüzgarlıbahçe’deki hazineye devredilmesi gereken bu arazileri adli ve siyasi risk alarak üzerindeki kullanıcılarına meclis kararıyla devredenleri alkışlamak ahlak ve erdemin gereği değil midir?
 Yücel Çelikbilek ve Muharrem Ergül ile bu kararın altında imzası olan AK Parti ve CHP’li meclis üyeleri ile bürokratlara yolsuzluk yaftası yapıştırmaya çalışanların ahlaki değerlerini sorgulamıyoruz; zira sorgulanacak bir ahlakları olduğunu düşünmüyoruz.   
8 Şubat’ta Beykoz’da görülmeye başlanacak duruşma inşallah hayırlı bir şekilde sonuçlanır. Zira bu davada çıkacak olumsuz bir sonuç birçok vatandaşımızın tapularını ve evlerini kaybetmesine yol açabilir. Binlerce aile böyle bir durumda sadece enkaz bedeli talep edebilecektir. CHP ise yol açtığı bu yıkım karşısında o enkazın altında kalacaktır.
Ahlak ve erdem böyle bir şey işte; 8 Şubat’ta yargılanacak o 55 kişi bugün olsa yine aynı kararı alır, o hazine arazilerini üzerindeki kullanıcılarına devrederlerdi. Ve maalesef aynı kişiler yine yargıya taşır, yine yolsuzluk ve rant yaftasını bu cesur insanların alnına yapıştırmaya çalışırlardı.
Ama, üzgünüm; tutmadı beyler. Kendi pisliğinize battınız, üstelik Cumhuriyet tarihinin en köklü partisini de beraberinizde götürüyorsunuz!
Vesselam!
Yazarın Yazıları