Beykoz Vakfı’nda öğrencileriyle birlikte sanatsal faaliyetlerini sürdüren Mehmet Ali Anafarta, Vakıf Başkanı Şaban Tören’in azizliğine uğradı.
Daha önce Sinan Akbaşak’ı yarı yolda bırakan Şaban Tören bu kez de aynı oyunu 40 öğrencisiyle beraber tiyatro yapan Mehmet Ali Anafarta’ya oynadı. Mehmet Ali Anafarta’yı Vakıf’tan uzaklaştıran Şaban Tören, Anafarta’nın yerine Ülkü Erakalın’ı getirdi. Gelişmeler üzerine bir basın açıklaması yapan Mehmet Ali Anafarta Vakıf’ta yaşadıklarını açıkladı.
Anafarta açıklamasında şunları söyledi:
Şubat 2007 tarihinde başlamış olduğum Beykoz Vakfı Genel Sanat Yönetmenliği görevimi aşağıdaki sebepler dolayısı ile yaklaşık 70 öğrencimle birlikte Şubat 2008 tarihinde bıraktırılmış bulunmaktayım.
Şubat 2007 tarihinde Beykoz Vakfında çalışmaya başladığımda vakfın fuaye salonunda hanımlar kermes yapmakta, bütün duvarlarda kadın iç çamaşırları asılarak satılmaktaydı. Fuaye salonunun duvarlarına beton çivileriyle askılıklar yapılmış, tiyatro salonuna fare ölülerinin kokuları nedeniyle girilmemekteydi. Işık tertibatı çalışmamakta, tiyatronun camlarının bazıları kırık ve sahnesi sökülmüş bir şekilde girdim. Bütün bunların yanında hem tiyatro salonunun hem de fuaye salonunun duvarları kir pas içerisindeydi.
Derhal bir samimi çalışma ile işi teslim aldım ve hem fuaye hem de tiyatro salonunu şimdiki haline getirdim. Yaptıklarımı açıklamada yazma ihtiyacı hissetmiyorum. Zira fuaye salonuna girdiğinizde zemin kaplamasından boyasına kadar yapılan değişiklik göze çarpmaktadır
Bu süre içerisinde yaklaşık 150 öğrenci ile çalıştım. En son oynadığımız senaryosu bana ait olan ve Irak gerçeğini anlatan oyunumuz +uzak amatör tiyatrocularım ile üç büyük ödül aldı.
Beykoz'da Emniyet Teşkilatından Askeri Birimlere, Devlet Hastanesi Personelinden öğrencilere, sivil toplum kuruluşlarından özel şirketlere, Kuva-i Milliyecilerden Şehit Analarına kadar onlarca farklı kesime oyunlarımızı izlettirdik. Ve bu haberler hem ilçe basınında hem de diğer yerel basında fazlasıyla yer aldı.
İstanbul'un her bir tarafından oyunlarımızı takip etmek için yaklaşık 40 gazeteci katıldı. Ünlü yazar Yusuf Ziya Arpaçık son oyunumuzu izlemek için aynı gün Erzurum'dan uçakla geldi ve oyun sonrasında tekrar Erzurum'a geri döndü.
Tiyatromuz Vatan Tv dahil olmak üzere toplam 50 basın kuruluşunda övgüyle anıldı. Bu süreçte vakfın tarihi boyunca ilk defa kayda değer bir oyun sahnelenmiştir. Sinema sanatçısı Yavuz Karakaş ve ünlü sinema dublörü Burhan Kocataş'ın bile hala nasıl bir teknik uygulanarak yapıldığına akıl erdiremedikleri bir canlı idam sahnesi canlandırılmıştır.
Sanat Kırıtarak yapılmaz
Sanat kırıtarak yapılmaz. Ayrıca sanat hiç bir zaman birilerinin yada bir görüşün tekeli altında olamaz. Unutulmamalıdır ki; sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince karıncalar balıkları. Hiç kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Zira kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir. Yani Sezai Karakoç'un dediği gibi "Kaderin üstünde bir kader vardır."
Tiyatro grubumuz ve Anafarta bu süreçte üç tane ödül almışlardır. Ödüllerin üzerinde hiç bir şekilde Beykoz Vakfı ibaresi yer almamıştır. Anafarta Tiyatrosu Beykoz Vakfından sebeplenmemiştir. Aksine Beykoz Vakfına maddi ve manevi destek olmaya çalışmış, yaptığı çalışmaları Beykoz ilçesinde Beykoz Vakfının kültür faaileyi olarak göstermiş ve bununla Beykoz Vakfının kalkınmasını sağlamamıştır. Kaldı ki; Beykoz Vakfının diğer çalışmalarında destekçi olmuştur. Musiki konserlerinde sunumları Anafarta yapmış, Şaban Tören'in kamuoyu yoklamalarında ekibiyle sandık başında görev almıştır. Yapılan çalışmalar karşılığında elektrik ve su paralarının tarafımdan ödenmesi dışında ayrıca bir kira bedeli karşılığında anlaşılmasına rağmen Anafarta tarafından Beykoz Vakfına vefa ziyadesiyle ödenmiştir.
Bütün bu çalışmalar vakfın sitesinde halen yayınlanmaktadır.
Fakat, lakin, ama, çünkü... Son dönemde yeni bir atak ile başka bir oyuna hazırlanırken birden göreve, ilçemizde yayın yapmaya çalıştığını iddia eden şahıs tarafından önerilmiş bir ismin Genel Sanat Yönetmeni olarak atandığı haberini gördüm.
Vakıf ile olan çalışmamız başından itibaren ilçe protokolümüzün bildiği üzere bir kira karşılığındaydı. Bunca güzel çalışma ile yetinmeyip daha fazlasını arayan vakıf yönetimi, -ki bu yönetim esasında tek kişiden müteşekkildir- beni görevden aldığını söylemeye cesaret edemeden yeni birini aynı göreve getirdiğini basına duyurdu.
Beykoz kamuoyu Anafarta'yı ve çalışmalarını görmektedir ve görmüştür. Şu aşamadan itibaren Anafarta Tiyatrosu Beykoz Vakfı çatısı altında çalışmamaktadır. Bundan sonra vakıfta yapılan çalışmalar Anafarta Tiyatrosu'nu ve Anafarta'yı bağlamamaktadır.
Anafarta Tiyatrosu halen aktif olarak devam eden 40 öğrencisi ile kendi özgün, bağımsız, muhafazakar yapısını koruyarak yeni bir sahne aramaktadır.
Kamuoyuna saygıyla ilan ederim.
Anafarta Tiyatrosu'nun gerçek idam sahnesini izlemek için tıklayınız
Haber Merkezi
