Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 01/01/1970 Son günceleme: 02/11/2011 23:11
  • 18.225

BİR TARİHİ ESERİN ÖYKÜSÜ (ANADOLUHİSARI’NDA NİŞANTAŞI)

          Sevgili Okurlarım ;

          Geçmişte yaşanmış olması itibariyle aşağıdaki konu belki sizler için sıkıcı gelecek olabilir. Ancak ülkemizin her bir karış toprağında yer almakta olan tarihsel ve kültürel değerlerimize karşı hassasiyet gösterileceğine dair hepimiz adına inanç beslemekteyim. Bu sebeple dağarcığımdaki konuyu sizlerle paylaşmakta kendimi sorumlu gördüm. Sabırla izlemenizi diliyorum ;

Nişantaşı konusundaki halk rivayetleri ve ilk girişimler :

          1998 yılı esnalarında Anadoluhisarı’ndaki Yenimahalleye çıkış yolu üzerindeki Nişantaşı’nın tarihçesi konusunda padişahın gelip bu noktadan ok attığı şeklindeki rivayetler yaygın idi. Oysa dikili taş üzerinde yazılı açıklamalar vardı ve bu sebeple yazılı kayıtların olduğu yerde rivayetlerin yeri olamazdı. Taş üzerindeki eski yazıların ifade etmekte olduğu anlamın toplum katlarında açıklığa kavuşturulmasını arzuladım. Bu amaçla eski yazı bilen bir kimsenin okumasını sağlamak için dikili taş üzerindeki yazıların fotoğrafını çekmeyi planladım. Bu doğrultuda 6.5 metre yüksekliğindeki taşa yaklaşabilmek için merdiven aracından yararlanmak istedimse de gerek can güvenliği ve gerekse merdivenin yetersiz oluşu sebebiyle sonuç alamadım. (15 Ocak 1998) günü Vaniköy Aktaş Elektrik İdaresinden yükseltici araç rica ettim. Bu sayede taşın merkezden ve yanlarından itibaren yukardan aşağı doğru tarayarak çekimlerin gerçekleşmesi mümkün olabildi.

          Yaklaşık bir buçuk metre çapında ve altı buçuk metre yüksekliğindeki mermer sütunun fotoğraflarını Osmanlı Arşivi’nde beş yıl süre ile yeminli tercümanlık yapmış olan rahmetli Ahmet Hezarfen’in masasına koydum. Ahmet Hezarfen taş üzerindeki eski yazıyı Latin alfabesine göre çeviri yapmakla kalmamış ve aynı zamanda sözcük açıklamaları ile birlikte Arapça ve Farsça dilinin Türk diline çevirisini yaparak bir tarihi eserin ifade etmekte olduğu anlamın gün ışığına kavuşmasını sağlamıştır.

Nişantaşı’nın tarihsel anlamı gün ışığına kavuşuyor

          Çalışmalarla ulaşılan sonuçta, rivayetlerin aksine atılan ok olmayıp bilakis tüfektir. Mermer üzerine kabartma ve yirmi satır halindeki yazılı açıklamalarda ; Tüfek atan padişahın Sultan II Mahmud olduğu anlaşılmaktadır. (1811) yılında Sultan II Mahmud’un ağaçlar ile bezenmiş koruluklardan geçip Göksu’nun dillere destan çayırında karargâh kurup silah talimi yaptığı ve tek atışta hedefi darmadağın etmesindeki başarı adına taşın dikildiği belirtilmektedir. Ayrıca mermer taş üzerindeki hat sanatı ile bütünleşmiş oyma sanatının yazı ustası Yesari Zade Mustafa İzzet Efendi’nin imzası bulunmaktadır.

(III) No’lu Kurul tarafından Nişantaşı tesçil ediliyor :

          Gerek fotoğraf belgeleri ve gerekse Ahmet Hezarfen tarafından imza altına alınarak düzenlenmiş

Belgeleri derleyip konuyu bir rapor halinde T.C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanlığı’na (04.Haziran 1998) gün ve (5666) evrak giriş sayısı ile duyurdum.

          III Nolu Kuruldan (24 Kasım 1998) tarih ve (2505) sayılı cevabi yazısında ; Raporun incelendiği, tespit için ayrıca mahalline gidilmesine dahi gerek görülmeden Semavi Eyice’nin başkanlığındaki Kurul tarafından (11.11.1998) gün ve (10532) sayılı kararları ile Nişantaşı’nın Tesçil edildiği’nin müjdesini aldım.

Nişantaşı’nın müjdeli haberi Beykoz Belediye Başkanlığı’na duyuruluyor :

          Nişantaşı’nın (III) No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edildiğine dair yazıları ile birlikte büyük bir heves ve mutlulukla fotoğraflar ve tüm bilimsel veriler özenle hazırlanmış cilt halinde (08.10.1999) tarih ve (2258) evrak giriş kaydı ile Beykoz Belediye Başkanlığı’nın bilgi ve değerlendirmelerine sundum.

          O dönemler Beykoz Belediye Başkanlık makamında Alaaddin Köseler bulunmakta idi.(Nişantaşı) adlı cilt halindeki yapıtı kendi ellerimle kendisine teslim ettim. Ancak, başvuru tarihinden itibaren her hangi bir yanıt gelmedi.

Nişantaşı gözetim ve çevre düzenlemesine kavuşuyor :

          Başvuru tarihinden itibaren aradan altı yıl gibi bir zaman geçti. 2005 yılının kasım ayının ramazan günlerinden birinde iftara on dakika kala cep telefonumdan arandım. Karşımda Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül vardı. Nişantaşı ile ilgili özenle hazırlanmış cildin bir kenara atılmış halini gördüğünü, bundan çok üzüntü duyduğunu ve en kısa süre içinde gerekli hazırlıklar yapılarak kaderine terk edilmiş Nişantaşı’nın bakım ve gözetimi ile tarihsel değerlerimiz arasındaki yerini alacağının müjdesini verdi.

          Kış aylarının geride kalmasından sonra Beykoz Belediyesi tarafından Anadoluhisarı’ndaki ata mirasımız Nişantaşı’nın çevresi düzenlemeye tabi tutuldu ve (06 Temmuz 2006 Perşembe) günü görkemli bir tören ile kaderine terk edilmişlikten kurtarılarak yerli ve yabancı gurupların ziyaretlerine hazır hale kavuşturuldu.

 

          Sevgili Okurlarımız ;

          Ata mirasımızın, akıbeti bilinmeyecek her türlü tehlikelere karşı kaderine terk edilmişlikten kurtarılmış ve toplum yaşamına kazandırılmış olunmasının kısa öyküsüne tanık olduk.

          Tüm açıklanan sebeplerle tarihsel ve kültürel değerlerimize karşı büyük bir hassasiyet gösteren Beykoz Belediye Başkanlığı tüzel kişiliğine ve Sayın Muharrem Ergül’e halkımız adına şükranlarımızı ifade ediyor ve bunu belirtmeyi bir vicdan borcu olarak görüyorum.

          Aynı zamanda şimdiki ve gelecek dönem Belediye Başkanlarımızın da aynı hassasiyeti göstermekte devam edeceklerine yürekten inanıyorum.

Yazarın Yazıları