Genel Yayın Yönetmeni B. Murat Miniç’in yürüttüğü “Beykoz'dan Portreler” projesiyle, Beykoz'un değişik isimlerini Dost Beykoz okurlarıyla buluşturuyoruz.
Portreler dizisinin ilkinde, Alperenler Derneği Başkanı Melih Perçin’i konuk ediyoruz.
Beykoz’da faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşlarından biri olan Alperenler Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin çalışmalarını sorduğumuz Melih Perçin ile Paşabahçe’deki dernek binasında görüştük.
Derneğinizin kuruluşu amacı nedir?
Derneğimiz 29 Mayıs 2006 tarihinde Beykoz’da kurulmuştur. Halen Paşabahçe’deki dernek binamızda faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Kuruluş amacımızı; Türk-İslam kültür ve medeniyetinin yeniden ihyası için ilim, fikir ve hayatın tüm safhalarında Türk milletine ait değerleri esas tutarak; milletimizi, Alperence bir düşünce etrafında toplamak olarak belirledik… Bu gayemize de, eğitim ve kültür faaliyetleri ile ulaşmayı da metot olarak benimsedik…
Derneğinizin herhangi bir siyasi ilişkisi var mı?
Hiçbir siyasi oluşumla direkt veya dolaylı bir bağlantımız yoktur. Elbette ki kişisel olarak gönül bağımız olan siyasi oluşumlar bulunmaktadır. Ama derneğimiz için bu ilişkiler söz konusu değildir.
Dernek olarak çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Tecrübeli arkadaşlardan kurulu bir yönetimimiz var. Dernek olarak bizler ne yapabiliriz sorusunun cevabı olarak; kendisini Alperen olarak tanımlayan ya da Alperen olarak var olmak isteyen arkadaşlarımızı bir arada tutmak, aralarında arkadaşlık ve kardeşlik ilişkilerini geliştirmek, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak için çalışmalarımızı başlatmış bulunmaktayız. Hedeflerimizden birisi de derneğimizi İstanbul’da önemli bir sivil toplum kuruluşu haline getirmek…
Derneğinizin bundan sonra faaliyetleri olacaktır?
Amacımızı Alperence bir düşünce etrafında toplanmak olarak belirlediğimizden eğitim ve kültür faaliyetlerimizi de bu amaca yönelik olarak bir plan ve program dâhilinde öncelikle kendi ihtiyaçlarımızı gidermek olarak belirledik. Önceliğimiz kendi insanımızın gelişmesine katkı sağlamak… Şuan da faaliyetlerimize arkadaşlarımızı bire bir özel olarak davet etmekteyiz. Uzun bir süre de çalışmalarımızı genele değil içe dönük olarak yapacağız. İnşallah derneğimiz meselelere farklı bakabilen uzun ömürlü ve güçlü bir organizasyon olacaktır.
Dernek bünyesinde akademisyen arkadaşlarımızdan oluşturduğumuz Alperenler Fikir Akademisi ile de camiamızda büyük bir boşluğu dolduracağımıza inanıyoruz. Akademisyen arkadaşlarımızın çalışmaları devam ediyor… Önemli fikir adamlarımıza ait kürsüler kurmuş bulunmaktayız. Bu çalışmalarımızı önümüzdeki günlerde kitap ve kitapçık olarak yayınlayacağız…
Yine dernek Yönetim Kurulu olarak, her camianın özel bir günü bulunuyor, bizim neden olmasın dedik ve en uygun gün olarak Rahmetli Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun 6 Aralık 1992’de Söğütözü’nde başlattığı Büyük Birlik kervanının bu gününü kendimize kutlayacağımız gün olarak seçtik. Her sene 6 Aralık’ı Alperenler Günü olarak çeşitli etkinlikle kutlayacağız.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazası ile ilgili düşünceleriniz?
Son gelişmeler hadisenin masum bir kaza olmadığına dair şüpheleri daha da arttırmıştır.Bizler arama ve kurtarma rezaletini gördüğümüz ilk günden itibaren bu hadisenin kaza olamayacağını ifade ettik… Alperenler milletin vicdanıdırlar. Vicdanımız hiçbir zaman bu hadiseye birileri gibi kazadır diyemedi… Oldubittilere karşı da şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nu devamlı gündemde tutmaya çalıştık. Biliyorsunuz Mecliste iki defa kurulan komisyonlarda konu kaza diye kapatılırken Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün Devlet Denetleme Kurulu’na yaptırmış olduğu araştırmalar neticesinde hazırlanan rapor ile mecliste kapatılmak istenen bu hadise artık bugün itibariyle Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığında… Çok yakında aydınlanacağına inanıyoruz.
Neden Alperenler?
Alperenler, Anadolu’nun mayasıdır… Burada maya ile kastettiğimiz Anadolu’ya Türkistan’dan gelen kelamdır. Bu kelam Anadolu’yu mayalamıştır. Hoca Ahmet Yesevi’nin çerağlar tutuşturup Anadolu’ya yolladığı horasan erenleri ve derviş gaziler bu toprakları İslamlaştırmış, Türkleştirmişlerdir. Anadolu Alperenler tarafından mayalanmış bir coğrafyadır. Bu topraklarda yeşeren Selçuklu ve Osmanlı devletlerini Türkistan’dan gelen abdallar, pirler, erenler, ahiler kısacası Alperenler inşa etmişlerdir. Hoca Nasreddin’den Mevlana’ya Yunus Emre’den Niyazi Mısri’ye Hacı Bayram Veli’den Hacı Bektaş Veliye, Somuncu Babalardan Aziz Mahmut Hüdai’ye isimlerini sayamadığımız daha nice büyüklerimiz Anadolu’yu mayalamışlardır. İnşallah bu mayadan bağımsız bağlantısız milli ve yerli beyinler ve gönüller yeniden doğacaktır. Bu dirilişe katkı sağlamak için bizde derneğimizin ismini Alperenler koyduk… Gayret bizden takdir Yüce Mevla'dan…
Çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Öncelikle ziyaretiniz için ve faaliyetlerimizi gazetenizde yer verdiğiniz için şahsım ve arkadaşlarım adına Dost Beykoz’a teşekkür ederim. Çalışmalarınızda bizlerde sizlere başarılar dileriz.
