Çetin ÜNLÜ
  • 08/06/2016 Son günceleme: 08/06/2016 14:50
  • 5.331

MHP Genel Başkan adaylarından Meral Akşener’in sadece delege üzerinde çalışmakla kalmayıp, kapalı salon ve açık hava toplantılarıyla doğrudan seçmenle buluşması, MHP Genel Merkezi'nde muhalefetten öteye geçerek, yeni bir harekete dönüştü.

Akşener, özellikle muhafazakar seçmenin ve AK Parti küskünlerinin umudu olmaya başladı. Dolayısıyla da bu hareketin sadece MHP ile sınırlı kalmayacağını düşünüyorum.

Bu çerçevede Akşener’in doğrudan seçmenle buluşması, seçmen üzerinden delegenin ikna edilme politikası olarak yorumlanırken, Akşener  geniş kesimden ciddi karşılık buluyor. Durum böyle olunca da MHP’nin durumu, iktidarıyla, muhalefetiyle herkesi ilgilendiren bir hal alıyor.

AK Parti’ye oy veren seçmenlerin % 7'sinin alternatifsizlikten şikayet ettiğine yönelik yaygın bir kanaat var. Akşener hareketinden doğacak enerjinin sinerjiye dönüşmesi durumunda % 7’lik bir dilimin AK Parti’den kopabileceği endişesi var.

Bu endişenin nedenlerini Beykoz ekseninde değerlendirecek olursak, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları'nın kamuya açık yerlerde adeta racon keserek yaptıkları şımarıklıklar. 'Biz bitti demeden bitmez', edasıyla birilerine mesaj göndermeler. Aralarında kurdukları saadet zincirleri ve vitrin şovuna döndürdükleri sosyal medyada, yaptıkları paylaşımlar. En sonunda da Ramazan ayının birinci günü belediye meydanında verilen iftarda bile protokol vardı. Allah aşkına yaptığınız bu ayrımcılık, kavmiyetçilik neyin nesi.

Beykoz halkıyla aynı masada iftar açamıyorsunuz. Onların masasına teşrif etseniz bir yerleriniz mi eksilecek. Neyse yapılan Beykozluya üsten bakma zihniyetinizin karşılığını elbet bulursunuz. Keza Beykozlunun nezdinde karşılık bulamadığınız aşikâr olacak ki, Çetin bey; 'Bizim gördüklerimizi siz görmüyor musunuz? Bu yakışıksız durumları niye eleştirmiyorsunuz? Bizler geçtiğimiz seçimde bunlara mı oy vermiştik' diye, e mail ve mesaj yağmuruna tutuyorlar. Devamında Reis devletin zirvesinde deprem yarattı. Lakin bu depremin artçılarını kesinlikle Beykozda’da hissetmek istiyoruz. (Derler.) AK Partili büyüklerimizin dikkatine!

Bu duruma atfen; diğer il ve ilçelerimizde yaşayan seçmenimizde yukarıda belirttiğim durumlardan muzdaripse. Kesinlikle sözün bittiği yerdir vesselam…

Peki, CHP’nin son durumu ne derseniz? Tavan ve taban cadı kazanı gibi kaynıyor. MHP’deki gibi sorunlarını kongrede çözemezlerse onlar da ikiye bölünmeleri muhtemel. Neden mi?  Çevremdeki Ulusalcı CHP'li arkadaşlarımın söylediği şu: CHP tavanı; Atatürk’ten ve Cumhuriyet’ten Dersim’in intikamını almanın yolunda olduklarından dem vuruyorlar. Akabinde de Meral Akşener MHP’nin başına geçtiği takdirde tüm ulusalcı kanadın ve CHP küskünlerinin % 5'lik bir dilim onun yanında olarak, onunla hareket edeceklerini çok açık beyan ediyorlar…

Hatırlarsanız, geçtiğimiz yıl seçim arifesinde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın grup toplantısında ‘Seni başkan yapmayacağız’ demesinin ardından tüm Tayyip Erdoğan karşıtları HDP’de buluştu. ‘Leş kargasından barış güvercini’ üretildi.  Sonrasında bırakın ‘başkanlığı’ AK Parti ‘tek başına iktidarını’ kaybetti. Bu sebepledir ki; Akşener hareketi MHP’den önce AK Parti de endişeye neden oluyor.

Devlet Bahçeli de, Meral Akşener’i; ‘biraz dinlensin’ deyip aday yapmayarak kanımca hayatının en büyük hatalarından birini yaptı. Fırsat ve tehditleri bir arada görme becerisi olan stratejiden yoksun, öngörü yerine mağrur bir şekilde önyargıyla verdiği bu karardan dolayı bin pişman oldu… Dolayısıyla MHP milletvekilleri genel başkanına kayıtsız şartsız itaat ettiği halde Bahçeli,  Akşener’i sadece liste dışı bırakmadı. Aynı zamanda mağdur ederken özgür de bıraktı. Kontrolden çıkmasına, kendisine karşı bayrak açmasına neden oldu.

Zira Bahçeli pes etmedi. Kendisine kılıç çekenlere, mahkemenin yolunu gösterdi. Muhalifler, davete icabet edilince de ‘mahkemeye neden gittiniz’ denildi. Bu nasıl bir yaklaşım. Genel Merkez,  Yargıtay’ın kararına ‘saygılı olacağız’ açıklaması yaptı, sonra karar çıkınca da bu Yargıtay değil ‘Yandaştay’ ifadesi kullanıldı.

Dolayısıyla da üst üste yapılan bu yanlışlar Akşener’in güçlü bir şekilde yolunu açtı.

Durgun suya atılan taşın meydana getirdiği halkalar gittikçe büyüdü, kartopunun yuvarlandıkça çığa dönüşmesi gibi... Mesnetsiz iddialar, paralelci yaftaları Akşener'e tutmadı. İftira atıldıkça, Akşener hareketi büyüdü.

Bahçeli, Akşener'i aday yapmadı, fakat parti ilkelerine veya partinin çıkarlarına aykırı hareket ettiğini dairde her hangi bir açıklaması olmadı.

Geçtiğimiz yıl yapılan 7 Haziran Seçimleri'nde de kurulacak geçici hükümet için, Davutoğlu tarafından Meral Akşener’e yapılan ilk teklif Başbakan yardımcılığı veya istediğin bir bakanlık olmuş. Bu anlamda bir beyin fırtınası yaptığınızda insanın aklına şu geliyor. MHP’den aday yapılmayan birisine Başbakan yardımcılığı ve Bakanlık teklifi neden yapılsın. Bayram değil, seyran değil ise, enişte niye öpsün baldızı, değil mi?

Yani, ‘Paralel’ iddialarının aslı astarı olsaydı, dönemin başbakanı Davutoğlu’da Başbakan yardımcılığı veya Bakanlık teklif etmezdi.

Lakin Akşener’in engellenemeyen yükselişi, bu ülkede yeni bir harekete dönüşmüştür.

Hayırlı olsun...

Yazarın Yazıları