Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 01/01/1970 Son günceleme: 22/05/2013 00:11
  • 12.709

Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Millet Vekillerimiz; Vatanın ve Milletin selametini tehlikede gördüğüm için umut bağladığım sizlere açık mektup ile başvuruyorum;

Hepimizce malum olduğu üzere yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza göz diken emperyalist devletlerin mazlum ülkeler üzerinde uyguladığı böl yönet yönteminin tuzağına gelerek kendi içimizde birbirimizle didişir hale getirildik. Boşu boşuna Alevi Sünni, Sağ sol, Türk Kürt ayırımcılığının ıstıraplarını yaşadık ve halen dahi yaşamaktayız.

 
Şimdiki şartlarda barış paravanasının gerisinde
Vatan’ın ve Millet’in parçalanması tuzağının eşiğine getirilmiş bulunmaktayız.
 
       Şehit kanlarının dökülmemesi ve anaların ağlamaması için barış müjdesi veriliyor ama barış şartlarının ne olduğu barış şartlarının ne getireceği ve ne götüreceği açıklanmıyor. Barış hedef gösterilerek izlenmesi gereken belli bir süreç’ten bahis ediliyor ama sürecin vatanı ve milleti nereye sürükleyeceği açıklanmıyor.
       
Kendi resmi makamlarımızdan açıklama beklerken
yıllarca vatanı kana bulayan teröristlerden açıklama geldi
 
25 Nisan 2013 Perşembe günü televizyon ekranından kendi görüntü ve sesi ile tanık olduğum PKK’nın sözcüsü Murat Karayılan adındaki terörist, Kandil Dağı’ndaki basın toplantısı esnasında yaptığı açıklamada; Silahları ile birlikte sınırdan dışarı çıkacaklarını, ancak yapılacak anayasa değişikliğinde Kürt Halkı’nın demokratik haklarına yer verilmemiş olunması takdirinde yeniden silaha sarılacaklarını ve geri döneceklerini ifade ederek T.C Devletimizi küstahça tehdit ettiğine tanık olundu.
 
Ayrıca 05 Mayıs 2013 Pazar tarihli (Halk TV) ekranından (Gülten Kışanak) adlı BDP’li Millet Vekili’nin Güney halkına hitaben yaptığı  konuşmada ; (Süreç istenildiği gibi gerçekleşirse Abdullah Öcalan ile kucaklaşacaksınız) müjdesine tanık olundu..
Neticede Kürt Açılımı sözü, söylendiği tarihten itibaren bu noktaya kadar getirilmiş olunuyordu.
 
Sürecin PKK teröristlerinin istekleri doğrultusunda gerçekleşmesi takdirinde ne olur?
 
Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapısında, hiç bir zaman devletin eşkıyayı muhatap alma ve onunla pazarlık masasına oturma geleneğinin yeri yoktur.Ancak eşkıya ile pazarlık yapılarak değiştirilecek anayasada özerlik içeren hükümlerin yer alması takdirinde;
    1. Teröristi uluslar arası hukukta taraf olma sıfatını kazandırır ve meşrulaştırır. Buna karşılık Türkiye’yi savaşın siyasal bedeli olan tazminat ödemeye mahkûm eder ve Dünya Ulusları karşısında haksız taraf durumuna düşürür.
    2. Türkiye coğrafyası ve halkında bölünme gerçekleşir. Vatan’ın ve Millet’in bütünlüğü yok edilir. Bu durum emsal etnik guruplar üzerinde huzursuzluk yaratır ve Türkiye parçalanmaya ve kaçınılmaz bir şekilde iç savaşa sürüklenmiş olur.
    3. Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızın fırsatını kollayan sömürgen devletler vatanın her bir karış toprağına el koyarlar. Bizler kendi vatanımızda yabancıların kiracısı durumuna düşeriz.
    4. Buna paralel olarak; Türkiye’yi kana bulayan İmralı’daki hain, serbest kalıp matem içine gömülmüş Türk Milleti’ne nispet yapar gibi alkışlar arasında başköşelerde yer almış olur.
     Şimdiki şartlarda, Mondros Mütarekesi ile Sevr Antlaşması hortlatılmak suretiyle Türkiye’yi yok etmeye yönelik tuzağa düşürülme süreci içine itilmiş bulunmaktayız.
 
AKP İktidarına Türk Ulusu ile bütünleşerek kendi milli anayasasını yapmak görevi düşmektedir
 
AKP İktidarı olarak mecliste çoğunluk durumundasınız. Terörist PKK ve BDP tarafından vatanı ve milleti felakete sürükleyici anayasa dayatmasını elinizin tersi ile itmek görevi sizlerden beklenmektedir.
 
Buna karşılık, halen yürürlükte bulunan Anayasa’nın içeriğinde yer alan ; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını ve kimliğini ifade eden (1), (2) ve (3) maddeleri, bu maddelerin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini öngören (4)’ncü maddesi, Türk Milleti’nin bağımsızlığını emreden (5) ve (6)’ncı maddeleri, Demokrasinin vazgeçilmez temeli olan Kuvvetler Ayrılığı ilkesinin yer aldığı başlangıç bölümünün dördüncü bendi, temel hakları güvence altına alan (12)’nci maddesi, Türk Kültürü ve Türk kimliğini emreden tüm madde ve hükümlerinin yer alacağı (Milli Anayasa)’mızın kabul edilerek dosta düşmana karşı meclisten alkışlarla geçmiş olmasının görevi en başta sizlere düşmektedir.      
AKP İktidarı Türk Ulusu ile bütünleşerek
PKK’nın dayattığı bölücü Anayasayı ret ettiği takdirde ne olacak ?
 
Bölücü terör örgütü PKK’nın (Yeniden silaha sarılırız ve geri döneriz) şeklindeki devletimize karşı küstahça tehditlerine pabuç bırakmamak ve bu noktada PKK’nın kökü kazınıncaya kadar bir onur mücadelesini göze almak sizlere düşmektedir.  
 
Şu gerçektir ki Türk Ulusu zor şartlar karşısında harice karşı kenetlenmesini bilen ulustur. AKP iktidarı bilsin ki, devletimizin varlığına yönelik tehditler ve küstahlıklar karşısında yalnız değildir.
 
PKK’nın arkasında emperyalizmin süper gücü var ise, AKP iktidarının da arkasında Alevisi Sünnisi, Sağcısı Solcusu, Türk’ü Kürdü, İktidarı ve Muhalefeti ile koskoca bir Türk Ulusu vardır.
 
İçinde bulunduğumuz zor şartların aşılması karşısında AKP İktidarına bütün bir ulusu Siyaset Üstü Yüce Değerlerimiz etrafında birleştirici sorumluluk düşmektedir. Bu gerçekleştiği takdirde ülkemizde barış, huzur ve başarı kendiliğinden gelecektir.
 
Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekilleri
Yüce Allah’tan ve Şehitlerimizin Ruhundan başka korkacak neyimiz var?
 
Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekillerimiz kimden korkuyorsunuz? Elhamdülillahi Yüce Allah’tan ve Aziz Şehitlerimizin Ruhundan başka korkacak neyimiz var? Hepimiz bu vatanın evlatlarıyız.  Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde göreve başlarken (Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim) yemininize sadık kalacağınıza dair sizlere ümit beslemekteyim.        
 
Mecliste vatani görevinizi yaparken üzerinize yoğunlaşacak her türlü tehdit ve baskılara rağmen özgür iradenizden kaynaklanacak kendi vicdanınızın emrine karşı sorumlusunuz. Meclisteki yasama göreviniz esnasında (Gizli Oyun) arkasına sığınmaya tenezzülünüz olmamalıdır. Yapılacak (Açık Oylama)’da vatani göreviniz doğrultusunda hiç kimseye bağımlı kalmadan kendi özgür iradenizle mertçe ve açıkça haykırarak tavrınızı koyacağınıza, (81) yaşındaki ben Ferda Kazancıbaşı olarak sizlere yürekten inanmaya çok ihtiyacım var.
 
Hoşçakalınız.    
Yazarın Yazıları