Kader GÜR
  • 03/01/2017 Son günceleme: 03/01/2017 19:17
  • 10.804

Son köşe yazımda, Beykoz’da ki derneklerin siyasete uyumu ile ilgili bir değerlendirme yaptım…

Bazı dernekleri ve başkanlarını örnekler vererek eleştirdim… Yazımdan kimse rahatsız olmadı ama Sinoplular Derneği eski başkanı Adnan Çeliker hemen zıpladı…

Neden mi? Önce Adan Çeliker’i rahatsız eden cümleleri bir hatırlatmakta fayda var…  Yine AK Parti siyasetine çok uygun birisi olmadığını düşündüğüm Adnan Çelikerde Sinoplular Dernek Başkanlığı'nı bırakarak bu alandan çıkmıştır.” Bu cümlelerde hiçbir hakaret hiçbir aşağılayıcı ifade yok…

Bunun karşılığında kendini yazar zanneden arkadaş ne yazmış ona bakalım: “Tabii bu kadar dert varken Beykozlu bile olmayıp, Beykozluları ve Beykoz’daki dernekleri eleştirecek kadar kalitesi düşük fakat kaderinde kalitesizlik olduğunu düşündüğüm kişiye cevap verme ortamı olmadığı için vermiyorum…”

Önce Adnan Çeliker ben senin gibi lafı dolandırmıyorum. Mesajını aldım, bak açıkça yazıyorum. Sende öyle yap. Hıristiyanların, Müslümanlara verdiği subliminal mesajlardan alışık olduğumuz için dolaylı mesajları okuma konusunda bayağı bir tecrübe edindik…

Madem istedin bizde yazalım… Önce söylediğin kelimeleri aynen sana iade ediyorum… Sen zaten yaptığım eleştiriye ya da açıkladığım fikrime verdiğin cevapla kaliteni ortaya koydun… Yazını okuduktan sonra sana mesaj attım… Attığım mesajlarda kullandığım kelimeleri de aynen buraya yazıyorum… “Sayın Adnan Çeliker, yazdığınız kelimelerle kimin kalitesiz olduğunu ortaya koymuşsunuz… İşte ben AK Parti’yi bunun için eleştiriyorum. Her şeye rağmen size oy vermek zorunda bırakıyor bizi… Ayrıca Beykozlu olmanın bir önemi kalmadı maalesef. Ama emin ol bu Beykoz’a benim senden çok faydam olmuştur… Sen eleştiri yapmamış hakaret etmişsin. Ben sana hakaret etmedim. Eleştirdim ve dernek başkanlığını siyaset yapan birisi olarak bırakmış olmanın doğru olduğunu söyledim…”

Durum bundan ibarettir… Sayın Adnan Çeliker, sen 2012 yılı kasım ayında dernek binanda bir toplantı yaptın. Ne dedin? ‘bir dahaki dönemde demografik yapıda bizi görmeyene, bize değer vermeyene bizde değer vermeyelim’ Bu siyasete açıkça bir tehditti. Amacın neydi? Meclis üyesi olmak… Sana değer verdiler… Meclis üyeliği için müracaatını yaptın… Listeye girdin… Sonra ne oldu? Listeden çıkarıldın… Eğer sende dürüst bir adamsan, meclis üyesi listesinden neden çıkarıldığını çık kendin açıkla…

Sonra meclis üyesi olamayınca AK Parti İlçe Yönetim Kurulu’na aldılar seni çünkü meclis üyeliğinin önündeki engel orada geçerli değildi…

Sonra eline seçmen listesini alıp ta, çocuğumu kayıt yaptırmak için ikametimi almış olduğum Gümüşsuyu’nda ki adrese gidip, benimle ilgili eline bir koz geçirmiş sevinciyle, ‘Kader Ağabey senin ikametgâh boş gözüküyor… Eğer ikametgâhını değiştirdiysen, söyle de üyelik bilgilerini güncelleyelim’ ayağı yaptın bana… Sonra bunu birilerine anlattın, oda çıktı… ‘Benim adresim belli… Bilmem kaç yıldır nerede oturuyorum’ diyerek açık adresini vererek bana mesaj gönderdi… Demek ki doğru düşünmüşüm değil mi? Sayın Çeliker bak hemen yazmışsın: “Beykozlu olmayıp ta, Beykozluları eleştiren” diye? Sayın Çeliker ben zengin bir adamım… İstanbul’da iki Rize de de iki tane evim var. İkametgâhımı istediğim yere alırım sana soracak değilim? Şimdiki ikametgâhımı soruyorsan onu da söylüyorum… Kavacık Mah. FSM Cad. No: 46/6 Beykoz İstanbul… Üyelik bilgilerimi düzeltebilirsin.  

Ayrıca AK Parti’nin eline vermiş olduğu özel belgelerden edindiğin bilgileri kullanman bir terbiyesizlik olduğu gibi, çocuğumu Ziya Ünsel Okulu’na kaydettirmek için ikametimi aldığım adreste oturmadığımı anlattığın kişilerinde bunun üzerinden siyaset yapması ne kadar boş adam olduklarını ortaya koymuştur… Bunu bilesin. AK Parti İl Yöneticilerinin artık bu kepazeliği görmesi lazım…

Sen AKP’li olduğun için AK Partinin eline verdiği mahrem bilgileri muhafaza etmek gibi bir hassasiyetin olmaz tabii. Sayın Çeliker, ben Beykoz’da kimin kaç koyun güttüğünü bilecek kadar tecrübe sahibi bir insanım… Aptal bir adam değilim…

Ben dayak yiye yiye bu günlere geldim Çeliker, hayatımda kimseye yardakçılık yapmadım… Senin gibi menfaat için AKP’li olanlardan hiç olmadım, onlardan da hiç hazzetmedim… Katıksız AK Partiliyim… Senin şu anda çatısı altında millete caka sattığın AK Parti’yi kuranlar bizim adamlığımızı bilir… Sen bilmesen de olur. Eğer eleştiriden, insanların düşüncelerini açıklamasından rahatsız oluyorsan siyaset yapmayacaksın.

Sen AKP’li olduğun için AK Parti ile insanların arasını açmakta bir sakınca görmüyor ve kendi yerini sağlamlaştırmak için elinden geleni yapıyorsun… Mustafa Gürkan’ın acemiliğinden yararlanıp iyi zarar verdin AK Parti’ye. Ama emin ol bu böyle gitmeyecek…

Ayrıca benim Beykozluluğuma gelince, 30 senedir günün 24 saati Beykoz’dayım ikametgâhım Beykoz’da. Beykoz’da evimde var… Ama satıp Beykoz’dan gidecek bir arazim yok… Beykozlu olmak için başka ne yapmak gerekiyor bilmiyorum.

Merhum Ali Muradoğlu’nun hatırına bazı şeylere hiç değinmiyorum…

Ha belki bilmeyenler vardır… Şunu da açıklayayım:

Subliminal ne demektir?

Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.

Yazarın Yazıları