A. Raif ÖZTÜRK
  • 01/01/1970 Son günceleme: 14/06/2013 00:11
  • 12.926

Önceleri, “8-10 ağacın kesilmesine karşı sergilenen DEMOKRATİK BİR TEPKİ” gibi, çevreci bir yaklaşımla başlayan GEZİ PARKI olaylarına, hükümete karşı kuyruk acısı olan her tür örgüt, kurum ve kuruluşlar bir-bir katkı sağlamaya koştu.

52 ŞEHİD için kılları bile kıpırdamayan bu güruh, 8-10 Ağaç için sokaklara döküldü.

Diğer yandan,“Panzerler gençleri ezdi,” “binlerce polis istifa etti”, “İst. Emn. Müd. Görevden alındı” v.s. gibi tam 17 çeşit yalan ve uydurma haber neşrederek, masum halk ta kışkırtıldı.

“Fırsat bu fırsat” düşüncesiyle de, ülkenin ileri adımlarından endişe duyan faiz lobisi ve dış ŞER GÜÇLER, yangına benzin kabilinden provokatörler görevlendirdiler.

Bir kısmı yabancı uyruklu olan, 1000 civarında provokatör tespit edildi…

…Derken, koalisyonları silkeledikleri gibi, bu tür olaylarla bu GÜÇLÜ hükümetin de sarsılacağını sanan, sandıktan ve TSK’dan ümidini kesmiş zihniyet de sahneye atladı. Nihayet bugün ise toz bulutu kalktıktan sonra, yorumların, iftiraların ve yalanların yerini, GERÇEKLER alamaya başladı.

Ancak, masum bir ülke birkaç günde kendisini kaosun eşiğinde buluverdi…

İşte tam bu noktada, ibret-i âlem için, şu sorulara mutlaka cevap bulmak zorundayız:

·        Mademki GEZİ parkı ile ilgili bir tepkiydi de, provokatörler acaba niçin yabancı uyruklu çıktı?  target="_blank">izlemek için tıklayınız 

·        Halkın ekmek teknesi olan mağazalar ve dükkânlar niçin yağmalandı? O tabanca, Molotoflar, satırlar, döner bıçakları v.s. niçin yanlarındaydı?

·        Camilere niçin ayakkabıyla girdiler ve o mukaddes yerde niçin içki içtiler? http://www.ensonhaber.com/taksim-eylemcileri-camiye-ayakkabiyla-girdiler-2013-06-03.html

·        Ambulansları, itfaiye araçlarını ve polis araçlarını niçin taşladılar ve niçin tahrip ettiler?(Bu olay çok yaşandığı ve herkes gördüğü için link verilmedi.)

·        Halkın huzurunu temin için görevde olan polis, niçin taşlandı, yaralandı ve bir polis memurunu, niçin alt geçide atarak vahşice öldürdüler? 

·        Bankalara, kameralara, duraklara ve otobüslere v.s. niçin saldırdılar?

·        Başörtülülere niçin saldırıldı?

·        Park, bahçe ve kaldırımları, “çevreyi koruma adına” mı tahrip ettiler?

·        Madem ki gaye GEZİ PARKI meselesiydi, “Üçüncü köprü yapılmasın,” “3. havaalanı açılmasın,” “enerji santralleri durdurulsun,” “Kanal İstanbul projesinden vazgeçilsin” gibi, kalkınmayı engelleyici, artık absürt bile sayılmayacak ve insanlarda istikrah duygusu uyandıran pespaye dayatmalar niçin yapıldı?...

·        Metroya niçin gaz bombası attılar? İşine gücüne giden halktan ne istediler?

·        Lokal bir mesele olduğu halde, nasıl ve niçin tüm ülke çapına yaydırıldı?...

Oysa YILLAR ÖNCE bu güzelim ülkede, protesto edilmesi gereken ve sokaklara dökülmeyi gerektiren o kadar çok tahribatlar, hatta ihanetler oldu ki, hep tevekkül ile ve hem de sükûnetle karşılanmıştı.

·        Meselâ; yüzlerce İslâm âlimleri sadece şapka giymedikleri veya bunu tasvip etmedikleri için, cami avlularında asılarak günlerce halka teşhir ettirildi. Hatta, “bu hocalar niçin asılmış? Sadece şapka giymedi diye insan asılır mı?” ..diye hayretini söyleyen ŞALCI BACI bile zalimce asıldı. Herkes işine gücüne gitmeye devam etti.

·        Ezan-ı Muhammedîmiz susturularak, yerine (tanrı uludur) “tangır-tungur” ifadeler süngü zoruyla söylettirildi. Normal ezan okuyan hocalar evlerinden alınarak, fâili meçhullere katıldı. Yani bir daha evlerine dönmediler.

·        Tarihe geçen kilometrelerce benzin kuyrukları, yağ-gaz-şeker v.s. yoklukları, susuzluklar, sokaklarda dağlar gibi kokuşmuş çöp yığınları, memurların maaşlarının aylarca ödenmemesi v.d. yüzlerce çok önemli tahribatlara rağmen, bu millet niçin böyle sokaklara dökülmedi?

Bu çok önemli bir soruların cevabını, aslında herkes biliyor. Çünkü cevap çok netti.

·        Çünkü; BUGÜN SOKAKTA OLAN ve HAK HUKUK TANIMAYAN ŞU SALDIRGAN ZİHNİYET, O GÜN İKTİDARDAYDI!!!

Bugün sokaklarda olan zihniyetin hükümran olduğu o yıllarda, revâ gördükleri başörtüsü zulmüne karşı yapılan “demokratik tepkiyi” bir hatırlayınız.

·        El ele tutuşularak, hiç kimseye zarar vermeden (tava-tenceresiz) sessizce protesto edildi.

·        Üniversite bahçelerinde veya kapılarında oturarak, günlerce ağladılar.

·        Hukuki yollardan haklarını aramaya çalıştılar, fakat maalesef yargı da kuşatılmıştı.

Sadece “hanımı başörtülü” diye, ordudan atılan binlerce subaylar ve aileler ne yaptılar?

-“Ülkem aşağılanmasın” diye, uluslar arası mahkemeye bile başvurmadılar.

Tek bir yere zarar verdiler mi? Tek bir kimseye hakaret ettiler mi? Tek bir araç yaktılar mı? Tek bir kaldırım taşı söktüler mi? Demokratik tepki işte böyle olur!

·        ARALARINDAKİ FARKI, lütfen çok iyi değerlendiklerim. Lâzım olacak…

Şimdi de şu can alıcı endişelere, mutlaka cevap bulalım:

·        Acaba şu sokaklardaki zihniyet, es-kazâ bir de iktidar olsa,(yani, yargıya, askere, yök’e, v.s. hükmetse) şu güzelim memleketin hâli nice olur? Lütfen biraz durup düşününüz!...

·         Sokaklarda sergiledikleri gibi; HAK-hukuk tanımadıklarından, önceden olduğu gibi hazine, devlet gelirleri, kıymetli değerler ve her şey çar-çur edilmez mi?

·         Yine sokaklarımızda, kokuşmuş ÇÖP dağları olmaz mı?

·         Camilerimiz tahrip edilip, tüm mukaddeslerimize savaş açılmaz mı? (Yukarıda özetlenen, YILLAR ÖNCE yaşananları hatırlayınız.)

·        Bu gün bir seçim olsa, şu necip millet, bu olaylardan ders çıkararak akıllı ve şuurlu bir şekilde oy verirse, bu hükümeti yüzde 60 yeni destekle tekrar iktidar yapmaz mı? Bu tahrip edici zihniyeti sandıklara gömmez mi?...

“AKLIN YOLU BİR.” ..Ve, “Allah c.c. Nûr’unu tamamlayacaktır…” Vesselâm…

NOT: Olayların 1960 kopyası için: style="font-family: verdana, geneva, sans-serif; font-size: 16px; line-height: 1.6;" target="_blank">İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Sn. Başbakan’ın “sert mizaçlı” olmasını mazeret gösteren bir takım gafillere soruyoruz. Rahmetli Menderes çok yumuşak mizaçlıydı. YOK yere NİÇİN ASTINIZ?

Yazarın Yazıları