CHP İstanbul 1. Bölge'den Aday Adayı olan Antalyalı Mahmut Atom Duruk, son 15 yıldır Beykoz'da ikamet ediyor.
Her seçim döneminde büyük bir çevre kirliliğine neden olan pankart ve parti bayrakları, vatandaşların tepkisine neden oluyor. Beykoz'da yaşayan ve CHP İstanbul 1. Bölge'den Aday Adaylığını açıklayan işadamı Mahmut Atom Duruk ise hem çevreyi kirletmiyor hem de ziyaret ettiği yerler adına fidan dikerek, siyasete yeni bir soluk getiriyor. Dost Beykoz, çevreci işadamıyla görüştü ve siyasete dair projelerin dinledi.
İşte, Sivil Toplum Kuruluşu (STK)'lardan spora kadar yaşamın pek çok alanında, kazancını toplumla paylaşan ve Başkanlığı'nı yürüttüğü şirket, dernek ve vakıflarla aracılığıyla da diğer yardımseverleri bir havuzda toplamayı başaran Mahmut Atom Duruk'un Dost Beykoz'a anlattıkları...
Mahmut Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Beykoz'da yaşayan işadamı Mahmut Atom Duruk kimdir?
"Ben İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İş hayatından geliyorum, sanayiciyim. Bu arada Beykoz'da yaşıyorum. Uzun dönem değişik STK'larla çalıştım. Beykoz'a da bu anlamda STK'lar üzerinden katkılarım oldu. Bunun dışında Türkiye genelinde de yaptığım işler vardır."
Doğum tarihiniz ve medeni durumunuz ile ilgili de biraz bilgi verebilir misiniz?
"Tabi ki... 1 Ağustos 1954 Antalya doğumluyum. Evliyim ve iki çocuk sahibiyim."
Mahmut Bey, neredeyse tüm parti ve partililer, flama ve pankart ile tanıtımlarını yürütürken, siz TEMA ile bir anlaşma yaptınız ve ziyaret edeceğiniz yerler adına 100'er fidan diktirdiniz. Şimdi ziyaret ettiğiniz yerlere de TEMA'dan bağışınız karşılığında aldığınız sertifikaları götüreceksiniz. Bu konuda bize bilgi verebilir misiniz? Bu bir ilk midir Türkiye'de?
"Evet, Türkiye'de bir ilktir bizim bu çalışmamız... Bu bayraklar çok büyük bir çevre kirliliği yaratıyor. Biliyorsunuz, birçoğu da plastikten yapılıyor. Geri dönüşümü yok! Bunlar, hem çevreye hem de ülke ekonomisine çok büyük zararlar veriyor. Bunlar, 1 günlük 2 günlük kullanılan şeyler... Ben bu anlamda, buna harcayacağım parayı, ziyaret edeceğim yerlerin adına dikilecek 100 fidana harcadım. Hem bu plastik bayraklara para harcamadım hem de yaklaşık 1500 fidanın dikilmesini sağladım."
Sizin STK'larla yakın bir ilginiz var. TOFD Beykoz Şubesi'nin ilçede inşasına öncülük ettiniz, şu sıralar Soğuksu'da bir okul yapımını üstlendiniz. Ancak öte yandan da sporla bir bağlantınız var: Sizin Yönetim Kurulu Başkanı olduğunuz Aroma Meyve Suları ve Gıda Sanayi A.Ş. Türkiye'deki Voleybol Ligi'ne sponsor oldu ve son 5 yılda voleybolda elde ettiğimiz yurt dışı başarılarının tetikleyicisi olarak da dikkat çekti. Bu konudaki duygularınızı da öğrenebilir miyiz?
"Benim hayatım hep ilklerle geçti... Bu voleybol sponsorluğu da sizin de anlattığınız gibi kadın ve erkeklerde ülkedeki voleybol çıtasını yükseltme gururunu yaşattı bize... Ana sponsoru olduğumuz voleybolda kadınlarımız, Dünya Şampiyonluğu da dâhil pek çok başarının altına imza attı. Bu başarıların gerisinde duran görünmez kahramanlarından birisi olmak ise bize onur veriyor. Bunun yanında bizim Dağ Krosu ve Atletizm Federasyonu'yla da çalışmalarımız oldu.
Diğer yandan ikinci olarak, sizin de bahsettiniz gibi, bundan tam 9 yıl önce Beykoz'da bir Omurilik Felçliler Derneği binası kurduk. Bununla 'engelli farkındalığını' topluma yaydık. Sonuçta ise belki siz de hatırlayacaksınız, engelliler eskiden evde oturuyorlardı, dışarı çıkamıyorlardı; bizim ardımızdan ise hem engellilerin de kullanabileceği kaldırımlar, onların da binebileceği otobüsler gibi projeler ortaya çıktı. Bu işler bizi hep sevindirmiştir; topluma yayılması bizleri mutlu etmiştir. Yine 'Karaman Çöl Olmasın' projemiz vardır mesela... Bu kapsamda biz Karaman ilimize milyonlarca elma ağacının dikilmesine öncülük ettik. Bunun gibi daha aklıma gelmeyen çok sayıda projemizi hayata geçirmiş ve toplumda hem farkındalık yaratmış; hem de devlet ve belediye eliyle arzın yani üretimin başlaması yönünde kamuoyu oluşturmuşuzdur.
İnşallah bizim bu bayrak-pankart asmama yönündeki projemiz de gelecekte bu işten vazgeçecek pek çok kişinin olması yönünde katkı sağlayacaktır. Göreceksiniz, gelecekte bu sağlıksız ve çevre kirliliğine sebep olan bayrak işlerinden adaylar ila aday adayları vazgeçecek; herkes bunun yerine fidan dikerek, bir değil iki kez güzel iş yapmış olacak. Bu konuda da yine bizim bir payımız olacaksa, biz o payla yine kendi adımıza gururlanacağız. Ülke ekonomisi ve çevre güzelliği adına heyecanlanacağız."
Mahut Bey, son olarak neden CHP’den üye olduğunuzu ve Beykoz’a dair düşüncelerinizi sizden dinleyebilir miyiz?
"Ben, Cumhuriyet Halk Parti'nin ikinci doğumu olan İhtilal'den bu yana zaten CHP'ye üyeyim. Hem üyeyim hem de delegeyim. Bu anlamda baktığımız zaman benim Aday Adaylığımın Cumhuriyet Halk Partisi'nden olması çok normal... Biz hizmet adamıyız... Başka partide de olsaydık değişmezdi; oradan yolumuza devam ederdik. Bizim geçmişimiz Cumhuriyet Halk Partisi olduğu için bu yolda devam etmek istedik.
Benim son 15 senem Beykoz'da geçti. Beykoz'u çok seviyorum. Buradan da kopmak istemiyorum. Beykoz'daki insan profili artı çevrem ve artı buradaki hava şartları bana çok uygun... Biz Yörük'üz... Ben Antalya Aksekiliyim. Beykoz beni bu havası ve özellikleriyle çok çekiyor. Herhalde hayatımı burada bitireceğim."
Haber Merkezi
