A. Raif ÖZTÜRK
  • 01/01/1970 Son günceleme: 03/06/2014 00:11
  • 9.103

Önceki yazımda DUBAİ ile ilgili hârika anekdotlarımı arz etmiştim. Birleşik Arap Emirliklerinde, en büyük yüzölçümüne sahip olan Abu Dabi’yi, çok ilginçliklere ve güzelliklere sahip olduğu için geçiştiremezdik ve bu güne ertelemiştik.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE); Abu Dabi (Nüfus: BAE’nin %38’i), Dubai, (%30) Sarjah, (%16), Ajman (%6), Resü'l-Hayme (%5), Füceyre (%3), ve Ummül-Kayveyn (%2) gibi 7 eyaletlerden (emirliklerden) meydana geliyor.

BAE devlet başkanı; Şeyh Khalifa bin Zayed Al Nahyan olup ismini, bu ülkenin kurucusu olan ve ülkeyi 1971-2004 arası yöneten Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahyan dedesinden alır. Ülke 7 Emirlikten oluşan federasyon-emirlik ile yönetilir. Ülkenin başkenti Abu Dabi'dir ve yüzölçümüne göre en büyük (hatta diğer 6 emirliklerin toplamından da büyük) emirlik konumundadır. Dünyadaki petrol rezervleri bakımından en şanslı ülkeler arasındadır. Abu Dhabi ile Dubai arasındaki otoban genişliği, 8 Gi.+8 Dö. olarak 16 şerite kadar çıkmaktadır. BAE’nin en büyük şehri ise dünyaca ünlü kent olan DUBAİ'dir. Körfez ülkeleri içerisinde en liberal dış ticaret potansiyeline sahiptir.

BAE 1820’den 1972 senesine kadar İngilizlerin egemenliği altında kalmış. 1972 senesinde İngilizler İran körfezinden geri çekilince, bu yedi Arap şeyhliği birleşip, bir federasyon haline getirilerek bağımsızlıklarını ilan etmişler. Nüfus ve yüzölçümü çoğunlukları nispetine göre, Abu Dabi ve Dubai, yönetimde söz sahibidirler. Resmi eğitim dilleri Arapça olduğu halde, hem 152 yıl İngiliz sömürgesi yaşadıklarından, hem de yaşayan halkın % 90’ı yabancı olduğundan, genellikle İngilizce konuşuluyor. Fransızca, Almanca ve Farsça, sadece ticaret dilinde yaygındır. Ülkedeki en yaygın Din ise %96'lık oranıyla İslâm'dır. Azınlık dinleri olarak ta toplam %4'lük oranlarıyla Hıristiyanlık, Hinduizm ve diğer dinler takip ederler. 1972 Yılından itibaren hızla kalkınan, sanayileşen, daha doğrusu ticaretiyle ve turizmiyle gelişen bu ülkenin milli geliri, kişi başına 18.430 dolar olup, dünyada ilk sıradadır. Yıllık bütçesi ise 187.000.000.000 doları bulur. Topraklarının çoğunluğu ÇÖL olan bu ülke topraklarının, ancak % 2'si ekilebilir niteliktedir. Son 30-40 sene içinde yapılan devasa binaların mimarî yapıları, özellikle birbirilerinden çok farklı şekillere sahip olmasıyla ünlüdür. Çepeçevre denizleri nedeniyle nemli ve Ekvator iklimi nedeniyle de bunaltıcı bir sıcaklığa sahip olduğundan, çarşılara genellikle 16:00-17:00’den sonra çıkılmaktadır.

 Abu Dhabi’nin en haşmetli bir âbidesi; Mekke’deki Mescid-i Harâm ve Medine’deki Mescid-i Nebevî’den sonra dünyanın en büyük camileri arasında yer alan ve 2009 yılında hizmete açılanŞeyh Zayed camiidir ve 40 960 kişi kapasitelidir. Cami aynı zamanda uluslararası müşterek bir projenin meyvesidir ve Türkiye mimarları da bu katkıya dâhildir. Zayed Bin Nahyan camii tamamen mermer ve mozaiklerle süslenmiş ve büyüklüğü 17.000m² olan bir cami avlusuna sahiptir. Bu güzel yapıyı, dış kısımda toplam 1096, iç kısımda ayrıca 96 adet kolonlar ayakta tutmakta. Caminin beyaz mermerlerle kaplanmış toplam 82 tane kubbesi olmakla beraber, çapı 32.7 yüksekliği ise 85metre ile tarzının en büyüğü olan bir de ana kubbesi var. Ayrıca caminin dört köşesinde de bulunan minarelerin yüksekliği ise 107’şer metredir. Caminin iç kısmı tam anlamıyla, hârika bir sanat eseridir. Duvarlar, üzerlerinde bizlere Kapalıçarşı'dan tanıdık gelen, 24 ayar altından motifler bulunan mozaiklerle süslenmiş. Camiyi eşsiz kılan diğer bir özelliği ise 24 ayar saf altın ve binlerce dünyaca ünlü ‘Swarowski’ kristalinden elde edilmiş olan avizeleridir. 10 m çapı, 15 m uzunluğu ve 8-9 ton ağırlığıyla caminin merkez bölgesinde bulunan avize ise dünyada kendi sınıfının en büyüğü olup, 7,9 Milyon Dolara mal olmuş. Biraz daha küçük yapıda 6 avizesi daha var… Caminin halısı 7119 m² büyüklüğüyle, dünyanın en büyük tek parça ve “tüm göbek” desenli el dokuması İran halısıdır. İran’ın Horasan bölgesinde 1200 kadın tarafından 2 yılda dokunan bu halı, 45 ton ağırlığındadır. 8,2 Milyon dolara mâl olan bu harika halı, ayrı bir dünya rekorunun sahibidir. Bu caminin tamamı, tam 545 Milyon dolara mal olmuştur... (Mukayese için arz edeyim ki, bizim Boğaziçi köprümüzün inşaat maliyeti; anlaşmaya göre 21.774.283 Dolar'dır. Yani bizim 1. Köprümüzün 25 katına mâl olmuş.) Yüce Rabbim sizlere de, bu güzellikleri bizzat giderek ziyaret etmeyi nasip etsin inşallah…

Abu Dabi de, Dubai ile ilgili yazımda anlattığım gibi modern, yüksek, zengin, çok farklı mimariye sahip ve devasa binalarıyla ünlüdür. Trafikteki tüm araçları lüx, kaliteli, son model, ünlü markalar ve genellikle de JİP tarzındadır. Tüm şoförler birbirilerine ve özelikle de yayalara karşı son derece saygılılar.

BAE ve Abu Dabi’nin Coğrafî konumu, çok sıcak ve nemli iklim olması nedeniyle bunaltıcı olmasına rağmen, yerli ve yabancı tüm halk son derece huzurludur ve tam bir güven içindedir. Cadde ve sokaklarda, neredeyse hiç polis görülmemesine rağmen, kavga, gürültü, protesto, tava-tencere komiklikleri, gezi olayları, miting ve asayiş bozucu hareket v.s. sıfır hükmündedir. (*) Bu güven ve huzurun sebebini, bir önceki DUBAİ ile ilgili yazımda arz ettiğim için, oraya havale ediyorum. Kısaca özetlemek gerekirse “HUZÛR ve GÜVEN, İSLÂM PRENSİPLERİNİ tavizsiz UYGULAMAKTADIR”

*NOT: Bizdeki 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanalistanbul v.d. gibi “kalkınmaları protesto mantıksızlıklarına ve fâillerinin de cezasız kalmasına” orada asla inanılamıyor. Kanaat önderleri tarafından, “..Yerli halk zaten her türlü kalkınmaya taraftardır. Yabancılardan, yani orada çalışan yüzde 90’lık kesimden, benzeri küçük bir protesto girişimi olsa, hemen sınır dışı edilir. Asla taviz verilmez” deniliyor. Tüm bunlara rağmen hiç kimse, BAE devlet başkanı Şeyh Khalifa bin Zayed’e, asla “DİKTATÖR” demiyor ve onu çok seviyorlar…

  • Sadece; Huzur ve huzursuzluk mukayesesi için arz ettim. Vesselâm…

Yazarın Yazıları