Kader GÜR
  • 24/11/2016 Son günceleme: 24/11/2016 21:48
  • 5.788

Aslında böyle bir yazı yazmayı bundan iki ay önce hiç düşünmüyordum.

Ama yaşadığımız o 15 Temmuz dehşetinden sonra olanlar, böyle bir yazı yazmam gerektiği kanaati oluşturdu bende. Kimse bilmiyorsa tarih bilir hesabı...

Bu yazı hem internet ortamında yayınlanacak hem de gazetede basılacak... Dolayısıyla arşivlerde yer alacak... Arşivlerde yer alsın ki, belki gelecek nesiller bugünkü yöneticilerden daha vefalı çıkarda bir teşekkür eder, ‘bizim büyüklerimizde ne cesaret vardı’ derler...

Evet, cesaret dedik... Tabii ki 15 Temmuz gecesi en büyük cesareti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun daveti üzerine meydanlara, havaalanlarına, köprülere akın eden vatandaşlarımız gösterdi.

Bizde Beykoz'dan bu çağrıya cevap verdik... Bu çağrıya verdiğimiz cevap sırasında yaşadıklarımızı anlatmadan önce, Beykoz Belediye Başkanımız Sayın Yücel Çelikbilek'ten izin almadan bunu paylaştığım için kendisinden özür dileyerek bir şey belirtmek istiyorum...

O gece Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine biz Kavacık’ta ki AK Parti Beykoz İlçe Başkanlığı önünde toplanmıştık… Ne olacağını; biraz merak, biraz korkarak birazda heyecanla beklerken, Yücel bey’in açıklama yapacağı söylendi. Herkesin gözü, bende dâhil Yücel Bey’in üzerine döndü… Çünkü onun yüz ifadesi, vücut dili ve söyleyeceği sözler çok önemliydi... Çünkü liderdi... O ne derse onu yapacaktık... Yapacaktık da, söylediği şeyi kendisi yapabilecek miydi? Çünkü o süreçte Yücel Bey ciddi bir rahatsızlık geçirmiş, hala tedavi süreci devam ediyordu...

Konuşmasını yaparak, herkesin FSM Köprüsü’ne gitmesi gerektiğini söyledi. Sesi oldukça heyecanlı olsa da vücut dili ‘bu işi başaracağız’ mesajı veriyordu… Yücel Bey bu konuşmasından sonra kısa bir süre fenalaştı... Hemen yanındaki arkadaşlar bir sandalyeye oturtarak kendisine su verdiler... Yücel Başkan kısa sürede kendini toparladı... Recep Tayyip Erdoğan Marmaris'ten çıkıp İstanbul'a doğru yola çıkmaya hazırlanırken, o durur muydu? O’da "Bismillah" diyerek, yönlendirmesi üzerine FSM Köprüsü'ne yürüyen, ona omuz verenlerle beraber mücadeleye gitti...

Yücel Çelikbilek'i FSM Köprüsü'nde gördüm... Yorgun, bitkin benzi biraz soluktu... Onu o halde görünce hem "helal olsun" dedim, hem de "bu 15 Temmuz Yücel Bey'in çok kritik bir dönemine rastladı" dedim... Belki evinde istirahat etmesi gerektiği bir süreçte iki türlü tehlikeye attı kendini. Hem sağlığında bir sorun olabilirdi, hem de o kargaşada başına bir şey gelebilirdi. Ama çok şükür hiçbiri olmadı… O günleri atlattık... Yücel Bey'in sağlığı da gayet iyi...  İnşallah Beykoz’a uzun yıllar daha hizmet eder…

Hem olayın vahameti açısından bir daha öyle günler yaşamamak için dua ederken, hem de bir daha yaşayıp ta böyle milli davaları istismar edenleri, ya da ülkenin gergin olduğu süreçte AK Partililikleri ve milliyetçilikleriyle mangalda kül bırakmayanların ortalıkta gözükmeyip de, daha sonradan piyasaya çıkıp kahraman edasıyla dolaşmalarını görmeyiz... Bu anlamda Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Hanefi Dilmaç'a hem teşekkür hem de kendisine tebriklerimi iletmek isterim… Darbe kalkışması sırasında tatilini bozmaya kıyamayanların aksine, Yücel Çelikbilek’in görevlendirmesi üzerine bulunduğu Adapazarı'ndan Kavacık'a 1 saatte ulaşan Hanefi Dilmaç, rekor bir hıza imza atmıştır herhalde... 

Evet, 15 Temmuz ciddi manada istismar edildi demiştik... Devletin gazilik olanaklarını hiç hak etmeden kullananlar bu istismarcıların başını çekmektedir... Bu istismarcıların isimlerini saymak yerine bu olanakları daha farklı alanlara yönlendirenlere teşekkür ederek daha hayırlı bir iş yapmış oluruz herhalde... Mesela 15 Temmuz gecesi gazi olan AK Parti eski İlçe Başkanı Adem Sefer, devletin kendisine verdiği parayı kabul etmeyip bir hayır kurumuna bağışladı... Yine Muharrem Kaşıtoğlu... O’da aynı şekilde devletin kendisine verdiği parayı kabul etmeyip bir hayır kurumu aracılığı ile öğrencilere burs olarak dağıttı... Bunun gibi başka arkadaşlarımızda oldu. Hepsinden Allah razı olsun... AK Partilisi, MHP’lisi, CHP’lisi, partilisi partisizi, hepsine gönülden teşekkür ediyoruz.

Bir teşekkürü de Dost Beykoz'un hak ettiğini düşünüyorum... Neden mi? 15 Temmuz gecesi yaşananlardan sonra birçok etkinlik yapıldı... 15 Temmuz gecesi adeta Türkiye'nin taşına toprağına matkaplarla kazındı. Ders kitaplarına girdi. İlkokula yeni başlayan öğrencilere ilk ders olarak 15 Temmuz anlatıldı... STK'lar konferanslar düzenledi. Resmi kurumlar sergiler açtı... Ziyaretler yaptı... Her yerde her alanda 15 Temmuz anlatıldı. Anlatılırken de görsellerle anlatılanlar desteklendi...

İşte bu sürecin her aşamasında Dost Beykoz'un katkısı vardı. Çünkü o geceyi, hem liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'a, hem devletimize hem de içimizde önder kabul ettiğimiz insanlara bağlılığımızın ardından gazeteciliğimizin gereği olarak FSM Köprüsü’nde geçirdik… Hem de ailece. Tam üç kişiydik... Ben ve biri 20, diğeri 18 yaşındaki iki oğlum.

Bunları asla bir beklenti için yazmıyorum. Sadece halkımızın gösterdiği kahramanlığı istismar edenlere karşın o gece Dost Beykoz ekibin fedakârlığının bilinmesini ve kayıtlara girmesini istiyorum.

Bizden başka FSM'de gazeteci yoktu...

O gece iki oğlumla birlikte FSM'deydik... Bir oğlumun elinde kamera diğerinin elinde fotoğraf makinesi vardı... O gece hiç bir şeye aldırış etmeden, çocuklarım Gencebay ve Kadir'le birlikte; korkmadan en ön saflarda canla başla mücadele ederken binlerce fotoğraf ve dakikalarca video çektik.

Sonrasındaki süreçte bizden görsel isteyen; Anadolu Ajansı, TRT, Beykoz Belediyesi, Beykoz Kaymakamlığı ve birçok özel TV ve gazetelere bu görüntüleri verdik… Beykoz basınımızda Beykoz Belediyesi kanalıyla bu görsellerden ciddi manada yararlandı. 

Herkes o geceye yönelik çeşitli etkinlikler yaptı… Bizde izledik… Biri diğerine plaket, biri öbürüne teşekkür, biri diğerinden övgüyle söz eder, diğeri diğerine keyif bağışlar... Kısıtlı bir grup içinde bu durum sürer gider. Sanki o gece vatandaş hiç bir şey yapmamıştı.

O gece FSM'de bulunan binlerce vatandaş görevini yaptı ve köşesine çekilerek, izlemeye başladı... Samimi vatandaş istismara ortak olmadı... Bizde aile olarak köşesine çekilenlerden olduk... Olanları izlerken, yaptıkları etkinliklerde, açtıkları sergilerde Dost Beykoz'un görsellerini kullananlardan bir teşekkür beklemedik mi? En azından bunu hak etmiştik… Fakat bir türlü hakkımız teslim edilmeyince bende çocuklarımın hakkını teslim etmeye karar verdim...

Evlatlarım; sizler; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a bağlılığınızla benim için hep gurur vesilesi oldunuz... Babanızın izinden hiç çıkmadınız... Babanız sizi nereye sürüklediyse hiç endişe etmediniz, peşinden geldiniz... O gece de öyle oldu... "Gidiyoruz" dememle, 'baba nereye'? Demeden peşime takıldınız... Oysa geriye dönüşü olmayan bir yol olabilirdi gittiğimiz... Sizler o gece babanızın peşinde tarihi anları kayıt altına alarak, muhtemeldir ki karanlıklara mahkûm edilmek istenen yaşananları gün yüzüne çıkardınız. Fotoğraflarınız ve çektiğiniz videolarla Beykoz'da 15 Temmuz'u aydınlatan en önemli unsur oldunuz... Sizler halksınız... Sizler 15 Temmuz gecesi görevini yapıp ta köşesine çekilenlerle aynı saftasınız... Ben, çektiğiniz video ve fotoğraflarla 15 Temmuz gecesi FSM'de yaşananlara ışık tuttuğunuz ve ayrıca yüreğinizdeki o cesaret nedeniyle Beykoz halkı adına sizlere teşekkür ediyorum. Ve onur belgeniz olarak da sizleri yanaklarınızdan öpüyorum...

Ben sizlerden razıyım Allah'ta sizden razı olsun... Yolunuz bahtınız açık olsun... Yüce Mevla sizlere; bu devlete, bu millete ve yüce İslam dinine hizmet etmeyi nasip etsin…

Âmin…  

Yazarın Yazıları