Ömer KASAP
  • 01/01/1970 Son günceleme: 08/02/2014 23:11
  • 9.641

17 Aralık tarihinden bu güne hareketli ve bir o kadar hararetli günler yaşıyoruz.

 

Doların yeşili, Euro’nun mavisinin keskinleşen hatlarıyla  hayatımız da  oldukça renklendi.

İmam-Cemaat kavgasında arabuluculuk yapmak yerine keyifle çekirdek çıtlatıp kavgayı seyretmeyi tercih eden  müezzinler nedeni ile vakit namazları kazaya kaldı.

Vakti zamanında aynı duaya amin diyenler bir beddua modası başlattı ki en vahimi de bu. 

Üzücü, çok üzücü, çok çok üzücü ve vahim bir tablo içerisindeyiz. 

Hayatı boyunca varlığını Türk varlığına armağan etmemiş, ataları Çanakkale’de,Gelibolu’da hiç bulunmamış sahibinden kiralık yazar ve iş adamlarının kalem ve sözleri ile yangına körükle gidenlere sancaktarlık yapmış olmaları da ayrı bir güzellik kattı. 

Türk Parası’nın ‘çapa’sını kendi denizimize demirlediğimize göre, karaya oturmuş olmamızın nedeni gemideki ‘fareler’... Azıcık peynire ‘Memleket’ veren fareler.

Sandıktan çıkaramadıkları siyasi zaferlerinin teselli ikramiyesi için, ısmarlama ‘hokkabaz’larlaşapka yerine kutulardan ‘tavşan’ çıkarmaya çalışacakların gösterileri ile daha da eğleneceğiz gibi gözüküyor... 

Nasrettin Hoca’nın fıkraları gibi; eğlenirken öğrenecek,  ‘Memleket’ üzerine zar atanlar yüzünden, öğrenirken ‘kaybedeceğiz’

Karamsar bir tablo çizmek istemem ama bu yıl, birilerinin istediği gibi zor geçecek.

Hükümet ile birlikte Türk Parası’nı da düşürmek isteyen, bunun için el açıp  ‘amin’ diyebilen ‘vatan sever’lerin isteği gerçekleşecek. Dövizdeki dalgalanmalar çok uluslu şirketlerin kârlılıklarını etkileyecek,  bu da işsizliği tetikleyecek. Sokaktaki nüfusu artırmak isteyenlerintek istediği bu. 

Hükümet’in  hiç mi yanlışı yok? Tabi ki var.

Bana göre en büyük yanlışı ise; Başbakan’a yakıştırılan ‘büyük usta’ yakıştırmasını kendisinden çok daha fazla hak eden o büyük usta tiyatroculara  ‘Dava’ emanet edip, arkasına bakmamış olması. 

Kendileri de kendi içlerinde bölündüğünden çok rahat ifade ediyorum;

Bugün bunları yaşıyor olmamızın nedeni; Başbakan’ın  aynı kıbleye eğildiği ‘cemaat’ ile aynı ‘dava’nın mücahitliğini yaptığını düşünerek,  Emniyet ve Adalet sisteminin tamamını emanet etmek yerine zimmetlemiş olmasından kaynaklanıyor. 

Başbakan, ‘Millet’ ile birlikte bu gurubun kendisinden daha ‘usta’ olması ve ‘manevi’ zaafları nedeni ile göremediği bu samimiyetsizliğin bedelini ödüyor.

Öyle her rahvede Kur’an yok, kimi Banknot tutuyor. 

Önümüzdeki dönem zor geçecek,

Yerel seçimlerCumhurbaşkanlığı ve  Genel Seçimler...

Yerel seçimlerde  AK Parti’nin  alacağı oy oranı her şeyi değiştirecek.

Cemaat’in  oy’u(nu) nereye mi gidecek?

Öyle sandığınız gibi değil. Oylar bölünecek.

Amerika’dan ‘amin’li  Büyükşehir Belediye Başkan adayına göre genelleme yapmayın.

Cemaat evlerinde sıcak yataklarından gece namazına kalkanlar’ın zaten bir ‘dünya-ahiret’ muhasebesi olduğundan, AK Parti’ye kırgın yada kızgın olsa da  başörtüsünü AnayasaMahkemesi’ne taşıyanlar ile kendileri için dua ettikleri Suriyeli mültecilerin misafir ediliyor olmasına hakaret edenler ile herhangi bir alış-verişi olmayacaktır. Bu yüzden cemaat’in gece namaza kalkanlarının değil ama  kaldırılanların belki bir katkısı olur. 

Bekleyelimgörelim.

Ama beklerken, Cemaat’in  Dünya’nın  sefil yerlerinde su kuyuları açan hizmetkârlarına, çukur açanlarla bir tutup dil uzatmayalım. Kim ne tür dua ederse etsin, siz ‘hayra’ amin deyin. Alim ile Zalim’i ayırt etmek için kahin olmaya gerek yok,

Manevi edebimizi  koruyalım.

AllahKızıldeniz’de ki tatlı su ile tuzlu su arasına nasıl manevi bir set çekmiş ise, ‘iyi’ler ile ‘kötüler’ arasına da çekecektir.

Yazarın Yazıları
Dahası