A. Raif ÖZTÜRK
  • 01/01/1970 Son günceleme: 15/12/2013 23:11
  • 56.443

Bu söz, her kesim tarafından çok yaygın olarak, muhalif muhatabına “ikaz” mahiyetinde çok kullanılıyor. Halbuki, muhatabı da aynı ikazı, yani “..esas sen aklını kullan! Sen yanlış yoldasın!” şeklinde mukabele edebiliyor.

Bu durum karşısında akıllarımıza, çok önemli sorular diziliyor, şöyle ki:

  1. Mademki çözüm, aklı kullanmak; Acaba AKIL NEDİR?

  2. Aklımızı kullanmak, nasıl oluyor?

  3. Aklı doğru kullanmayı perdeleyen ve doğru kullanmamıza engel olan faktörler nelerdir?

  4. Her kesim; aklını kullandığını iddia ettiğine göre, niçin birbirilerine zıt düşünüyorlar?

  5. Aklı gerçekten doğru ve en isabetli kullanmanın çaresi nedir?

  6. Acaba, aklını en iyi kullananlar kimlerdir?

       Bu konuları düşünürken ve ciddi bir araştırma yaparken, çok ilginç bulgulara ulaştım. Mütalâalarınıza arz ediyorum.
  1. Akıl nedir? Türk dilinde "us" da denilen, iyi ile kötüyü, kâr ile zararı ayırt etmeye yarayan, bağlantılar kuran, ilim öğrenmenin en önemli vesilelerinden biri olan, Yüce Yaratıcının mükellefiyet yükleyeceği kullarına ihsan ettiği ve dilediğine, dilediği kadar lütfettiği, madde'den mücerred (cisim olmayan) mükemmel bir cevherdir. (Dimağ, bilinç, zihin, hafıza, şefkat v.s. ihsanlar, bugünkü konumuzun dışındadır.)

  2. Aklı kullanmak nasıl olur? İnsanın aklını yönlendiren dört etken faktör vardır. İkisi müspetlere yönlendirir, ikisi de menfîlere, yani kişinin aleyhine yönlendirir. Müspet olanlar: I.) Melek. II.) Vicdan. Menfi olanlar: I.) Şeytan. II.) Nefis. AKIL ise muhakeme yapıp iradesiyle karar verir. Yani Hâkim pozisyonundadır, nihai kararı verir.Diğerleri ise iddia (savcı) ve mudâfa (avukat) pozisyonlarına benzerler.

  3. Aklı perdeleyen, aklımızı doğru kullanmamıza engel olan faktörler: Hırs,taraftarlık, ırkçılık, kıskançlık, kibir, gurur, haset, cahalet, inat, aşırı istek, ve bunları kullanarak vesveseleriyle yönlendirme yapan nefis ve Şeytandır. (Meselâ; Şeytan bile kıskançlık, kibir, gurur, haset duygularının aklını perdelemesi nedeniyle, Hz. Âdem’e secde etmedi ve lânetlenerek huzûrdan kovuldu.)

  4. Her kesim, aklını kullandığını iddia ettiğine göre, zıt düşüncelerinin sebebi:Aynen; Hırs, taraftarlık, ırkçılık, kıskançlık, kibir, gurur, cehalet, haset, inat, aşırı istek v.b. duygular, akılları perdeleyerek, aklın doğru kullanılmasına engel olurlar. Şeytan ve nefis de zaten bu duyguları, vesveseleriyle “çok önemli” gösterir ve aklı aldatır. Hele hele irade ve ilmi (doğru bilgiler donanımı bakımından) zayıf ise o kişinin vay haline…

  5. Aklı doğru ve en isabetli kullanmanın çaresi: Herhangi bir olay hakkında, o konuyu en iyi bilenlerle, hırs, taraftarlık, ırkçılık, kıskançlık, kibir, gurur, haset, inat, aşırı istekv.b. duygular hiç karıştırılmadan istişare etmektir. Karar verilecek konunun tarafsız uzmanlarına müracaat etmektir. Her konuda İlâhî şablon ve mihengi kullanmaktır. “Acaba bu konuda sınırsız İLİM sahibi c.c. ve Rasûlü ne buyuruyorlar?” diyebilmektir.

  6. Aklını en iyi kullananlar: Hiçbir zerresinin bile tesadüfe havale edilemediği şu Kâinatın niçin yaratıldığını idrak eden. Kendisinin şu fânî dünyaya niçin gönderildiğini düşünerek bulan. Diğer mahlûkata verilmeyen aklın, kendisine niçin verildiğini doğru anlayan. Birkaç çeşit gıda ile hayat sürdürmesi mümkün olduğu halde, binlerce çeşit gıdalarla ağırlanma sebebini ve binlerce çeşit mahlûkatın kendisine seferber edilme nedenini anlayan. Ve buradan, nereye sevk edileceğini, araştırarak aklı ile keşf eden insandır… Buna, kolay anlaşılan bir örnek arz edeyim. Bir durakta bekleyen, şehrin yabancısı bir kişiye rastladınız. Kendisine yardımcı olmak maksadıyla “..hoş geldiniz kardeşim nereden geldiniz?” cevap,“bilmiyorum!”. “Nereye gidiyorsunuz?” cevap, “bilmiyorum”. “Niçin geldiniz?” cevap,“bilmiyorum!” “Sizi buraya kim gönderdi veya kim getirdi?” cevap, “bilmiyorum!”..dese, hiç tereddütsüz olarak aklının olmadığını veya bir depresyon nedeniyle aklını kullanamadığını anlarsınız, değil mi? İşte şu dünya misafirhanesindeki kişi de, bu sorulara doğru cevaplar bulmak zorundadır. Aksi halde aklını doğru kullanmamış olur.

Aklın (5. Maddede tanımlandığı gibi) en isabetli bir şekilde kullanılması için, her şeyi tüm zerrelerine varıncaya kadar en iyi bilen ALÎM’İN c.c. Kelâmı, ve o Kelâmı (yani Kur’ânı)insanlığa bütün teferruatıyla anlatacak donanımda gönderilen, Kâinatın en doğru sözlüsü olan Hz. Muhammed SAV, şu hayat yolumuzda müracaat edilecek tek uzmandır. Bunların dışındaki bütün akıllar, eğer bu ilâhî şablonun dışına çıkıyor ise eksiktir, yanlıştır, bâtıldır ve isabetsizdir. En doğru olan; şablon veya mihenk kabul edilmez ise herkes kendi görüşünün doğru olduğunu kabul ettirmeye çalışır ve çatışmaların ana kaynağı da işte budur…

 
İşte bu nedenlerle, her ne iş yapıyorsak yapalım, bu ilâhî uzmanlara mutlaka müracaat etmek zorundayız. Şu kısacık imtihan dünyası öyle veya böyle geçiverecek. Tüm dünyevî meşru işlerimizi, şu kılavuz uzmanlara müracaat ederek yürütmemiz halinde, gaflete düşmeden her iki hayatımızı da kazanmış olacağız. Dünyevî anlaşmazlıklar, zıtlaşmalar ve çatışmalar da minimuma iner…
 
  • Aksi halde sonu ve ebedî olan kısmı CEHENNEM olan hayatın, Dünya kısmı lüx saltanatlarla geçse bile neye yarar?

  • Sonu ebedî CENNET olan hayatın, şu kısacık dünya kısmı zorluklarla geçse bile vız gelir…

İşte ey insan, “AKLINI KULLAN AKLINI…”
İstesen de istemesen de mutlaka sevk edileceğin o Ebedi hayatını kazanmaya çalış.
Ne mutlu; aklını doğru kullanarak hem dünya hayatını ve hem de ÂHİRET hayatını Cennete çevirenlere…
  • Bu ciddi konuyu, sözlerin en doğrusuyla Taçlandıralım:

Yasin, 62.Â.:“Gerçekten de Şeytan, sizden nice nesilleri saptırdı. Siz, hiç mi aklınızı kullanmadınız?”
Zuhruf, 37.:“Bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar, ama onlar kendilerinin hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar.”
Zümer, 18. Â.: “O kullarım ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline (Kur’âna)uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır.”
Mücadele, 19.Â.: “Şeytan onların akıllarını çelmiş de onlara, Allah'ı hatırlamayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın takımıdır ve şunu unutmayın ki şeytanın takımı ziyan ve hüsrana mahkûmdur.”
Vesselâm…
Yazarın Yazıları